27 Haziran 2012 Çarşamba

Kadın Olmak

Yazlık sezonu,güneş,deniz dedik kendimizi yaza kaptırdık, evimizi unuttuk.

Koştuk geldik ki eve ev evlikten çıkmış. 1 haftada bile yaşanmayan,içinde insan olmayan yer belli oluyor, evimin "yaşanılırlığı" gitmiş.

Kapıdan girdiğim gibi camlara saldırdım, havasızlıktan öleceğim sandım.Bugün İstanbul'da hava serin ama cam kapı kapalı olunca ev hamam gibi olmuş,oksijen namına da gram birşey kalmamış. Sonra doğru kirli çamaşırlara giriştim.Mutfağı temizlerken düşündüm:kadın milletinin işi hiç bitmez mi yahu?

Yazlığa giderken evi temizle,çamaşırları yıka,ütüleri yap, git.

Yazlığa git  her yer toz toprak, temizle,alışveriş yap,yemek pişir.......

Eve dön önce temizlik yap,evde bozulmasın diye birşey bırakmamışsındır o yüzden alışverişe git gel ve yemek yap......

Bu toz kısmının hiç işi yok ya,hemen gelir baş köşeye kurulur,sen kapıdan girince de o baş köşeden senin gözüne gözüne batar durur.Gelde alma!

Vallahi bizim işimiz zor.Göze görünmeyen şeylerin peşinden koşturup duruyoruz.Bugün yap yarın aynı.Ne olurdu ki bi temizlik  1 hafta öyle ilk günkü gibi kalsaydı?Ahh ahhh!!!!!

Hayal alemine çok dalmadan işimin başına dönüyorum arkadaşlar,en kısa zamanda görüşürüz...

23 Haziran 2012 Cumartesi

Günün Sürprizi

Ayyy bugün çook mutluyum......Kocacığım bana harika bir sürpriz yaptı....O'nu da çok severim,sürprizlerini de!

Bugün sıcaktan yazlıkta sabaha of poflarla başladık.Bizim püfür püfür esen balkonumuzda oturmak mümkün değildi.Paşam da evin içinde durmaktan sıkıldı ama ne yapalım öğlen sıcağında bayılmayalım dedik oturduk :)
Öğleden sonra şöyle küçücük çıkalım bakınalım dedik ama yarım saat sonra dilimiz dışarıda eve döndük.

Efe bey dedesi ve halasıyla denize inince bizde akşam yemeği hazırlıklarını bitirdik.Geldiler,yedik,içtik karnımızı doyurduk..Buraya kadar herşey normal.

Yarım saat kadar sonra benim kocacığımın arabası göründü,evden çıkan aaa Hakan sesleri ile birlikte.
Şimdi o anlarda evdeki konuşmaları aynen aktarıyorum:

Yanında biri var,
kim o
aa babam babam onu da almış
eee arkadaki kim
kız kim o kafasını da ön koltuğa doğru sokmuş
tanıyamadım ki
aaaaaaaaa Onur'um canımmmmmm

veeeeeeeeee kapıya doğru çıplak ayak koşulur.

Onur benim ortanca ağabey olur.Marmaris'te yaşıyor ve 1 senedir webcam harici yüzünü görmemiştim.
Sabah İstanbul'a gelmiş ve  bana  haber vermeden planlar kurulmuş.Son zamanlarda hiç bu kadar sevinmemiştim.Kardeş kokusu sarıldım,öptüm,kokladım....Yazarken bile gözlerim doluyor valla.
Çoookkk özlemişim...

Kocam seni çook seviyorum,beni nasıl daha da çok mutlu edebileceğini bildiğin için daha da çok seviyorum.Yine bugün tam 12'den vurduğun için çoook teşekkür ediyorum.







22 Haziran 2012 Cuma

Sahil gözlemleri

Evet,havalar kaynadı,yaz sezonu açıldı,yazlığa geldik.eee daha güneşi bir kere gördük.Kuzuyu öğlen uykusuna yatırdığım gibi çay fincanımı kaptım soluğu sahilde aldım.

1-3-5 yok artık dayanamayacağım dedim ve 7. Dakikada soluğu gölgede aldım.Bir kez daha anladım bu güneşlenmeler sabır ısı valla. Şimdi gölgeye geçtik ya yüzümüze gözümüze can geldi,başladık etrafa bakinmaya ;)Buyurunuz bakınız an itibariyle gözlemlerim:

 Bir görseniz ya su anda onlar siyah ben beyaz! Ne zaman actın sezonu da böyle oldun kardesim? Neden moralimizi bozuyorsun şimdi? Git bakiyim söyle kenara! Hala da yatıyor,pes yani kömür olacak!

 Neyse sakinleşiyim biraz.............

Sıradaki gözlem yeni nesil genc kızlar. Maşallah diyeyim nazar değmesin,abla desek yeridir.

 Son olarakta neden kız cocukları sahil kenarında kova,kürek sakın sakın oynar da erkek cocukları bı o tarafa bı bu tarafa koşturur?

Anlayan varsa lütfen anlatsın,merak ettim dogrusu...

20 Haziran 2012 Çarşamba

2012 Yazlık Sezonu

An itibariyle bu senenin yazlık sezonunu açmış bulunuyorum. İlk günün sersemliğini ancak üzerimden attım.Dün gelmiş olduğum Silivri'nin adamı sersem eden rüzgarı sebebiyle yazacak halim bile kalmamıştı.Allahtan bugün hafif alışır gibi oldum.

Bugün güne evin önünden geçen simitçileri bekleyerek başladım.Efe beyimiz her sabah kapıdan geçen simitçiden yesede yemesede mutlak suretle simitini alır da :))) Kahvaltıdan sonra alışveriş merkezi gezimizi yaptık.Öğlen minnoş uyuyunca vücudumu güneşle tanıştırma fırsatı buldum.Yansam bir türlü yanmasam bir türlü,yanalım derken bu sefer de kaşıntı derdim başladı.Ah bu güneş alerjisi de olmasa hayat ne kadar da güzel olurdu..Pes etmek yok , yarın da güneşin alnındayım!

Yarınki planımı güzergahım Tekirdağ olacak şekilde yaptım.Öğlen güneş banyomu yaptıktan sonra karnımı doyurmak için yazlık tayfamızla birlikte Tekirdağ köftesi yemek için yollara düşeceğiz.

Canını çektirdiğim herkese özürlerimi sunarım,bu sefer de bize afiyet olsun..

19 Haziran 2012 Salı

Yufkalı köfte


Bir süredir süren diyet macerasından sonra bende ufak ufak kaşınmalar başladı. Kendi kendime biraz kaçamak yapmam lazım dedim ama öyle abartmadan..O kadar emek boşa gitmesin değilmi :))

Beni bilen bilir oldum olası börek,çörek olayına asla hayır demem,istesem de diyemem.. Şöyle börek gibi olsun,görüntü iç açıcı olsun ama kaloriside abartı olmasın diye düşünüp başladım araştırmalara..Bir tarifi gözüme kestirip hazırlıklara başladım.

Hazırlaması 10-15 dakika pişirmeside ortalama 20 dakika süren bu güzel yemeği anlatmadan duramayacağım.

En kısa şekliyle tarif şu;

Önce köfte yapıyoruz.3 yufka için 300-350 gr kıyma
       1 soğan,
       Ben galete unu ve biraz da köfte harcı koyuyorum
       Tuz ve karabiber

Köftemizi hazırladıktan sonra 1 yufkayı bütün olarak tezgaha serip yarısına su ve yağ karışımı sürüp ikiye katlıyoruz.Yarım ay şekli alan yufkamızın geniş kısmına uzunlamasına yaptığımız köfteden koyup sarıyoruz.Bu uzun ruloyu ortalama 2 parmak eninde yani 4 cm genişliğinde halkalar halinde kesiyoruz.Yufkalar bitene kadar tekrarlıyoruz.

Yağlanmış fırın tepsisine diziyoruz.200 derece fırında ortalama 20 dakika pişiriyoruz.

Üzerine sarımsaklı yoğurt ve salça-yağ karışımı döküyoruz..

Afiyetler olsun..








Fotograf yenipencere.com dan alınmıstır.



18 Haziran 2012 Pazartesi

Fala İnanma Falsız Kalma

Fala inanalım mı inanmayalım mı bir türlü karar veremedim valla..Bu yaşıma kadar hiç birine para veripte fal baktırmamıştım taa ki 2 gün öncesine kadar.Nerden nereye uzun hikaye biriyle karşılaştım kadıncağız fal bakarmış meğer..

Hadi dedim bana da salla birşeyler..Aa o da ne ayol? Kadın sanki babamın kızı,bildi de bildi.Ağzım açık kaldı vallahi.

Allaha şükür kötü birşey söylemedi de kafama takmadım. Yoksa bu kadın bana kötü birşeyler söylese inanırdım herhalde.

Geleceğe dair de güzel şeyler söyledi.Onlara inanmak isterim valla ne yalan söyleyeyim.
Şimdi söyleyin bakalım fala inanılır mı inanılmaz mı?

17 Haziran 2012 Pazar

Babalar günümüz

Bugün malumunuz üzere babalar günü.Öncelikle kendi babam olmak üzere diğer bütün babaların ve baba olmak için gün sayan beylerin babalar gününü kutluyorum.

Dün yapmış olduğum plan doğrultusunda bizim evde babalar günü günün anlam ve önemine yakışır şekilde mükellef bir kahvaltı sofrasıyla başlayacaktı.Daha sonra da baba oğul Efe'nin okulundaki "Babalar Günü Etkinliği'ne" gidecekti.

Fakat dün akşam kandil olması sebebiyle yapılan ziyaretler sonrası geç yatan Efe bize son dakika golü attı.Sabah odasından seslendiğinde saat 9.30 du. 10.00 da başlayacak olan etkinliğe yetişmek için mükellef kahvaltı yerine tost yiyerek güne başladık.

Baba oğulu apar topar uğurladıktan sonra sabah kahvemi kendi kendime içip onların gelmesini heyecanla beledim. 1,5 saat sonra geldiler. Çok eğlendikleri her hallerinden belli oluyordu :)) Okulda baba için hazırlanan hediyeyi çook kıskandığımı söylemesem olmaz valla.Bakınız kıskanılmayacak gibi mi yani?




Birde baba-oğul etkinliği yapmışlar.Orada da ikisi birlikte anahtarlık hazırlamışlar.Buyrunuz hemen onuda taza taze ekliyorum






Ayrıcaa okulda düzenelenen "babaya yoğurt yedirme yarışı"nı da birinci olarak tamamlamışlar :))

Kocacığıma BABA olmayı tattıran can tanem EFE'me, O'nun bizim çocuğumuz olmasını nasip eden Allah'a milyonlarca kere şükürler olsun.


Her sene bir öncekinden güzel geçmesi dileğiyle bir sürü bir sürü babalar günlerine.....









Lütfen Duyuralım

15 Haziran 2012 Cuma

Çocuklara Yemek Yedirme Taktikleri


Sağolsun benim oğlumun yemekle pek arası yok,doğduğundan beri bu böyle.Eskiden durum daha vahimdi,çok üzülüyordum ama şimdi artık biraz daha normale  döndü.Son birkaç ay içinde ufak taktiklerle hiç yemediği yemekleri bile az da olsa yedirmeyi başardım.Bugün sizlere çocuk yedirme inceliklerinden bahsedeceğim.Her ne kadar uzmanlar bu yöntemleri onaylamasa da önemli olan bizim ağıza tıkabildiğimiz fazladan 3-5 kaşık öyle değil mi?

Öncelikle çikolata,şeker gibi abur cuburları sadece yemek sonrasında haftada 1-2 defadan fazla olmamak şartıyla yemesine izin veriyoruz.

Sabah kahvaltısında peynir,zeytin,yumurta yemeyen oğluma tost ekmeği üzerine tereyağ,pınar beyaz sürüyorum.Ekmeği ikiye bölüyorum.Bir bölümü eline verip Balparmak'ın çıkardığı küçük tüplerdeki baldan üzerine dökmesini söylüyorum.Hem tüpten sıkmak hoşuna gidiyor hem de üzerinde araba,winnie resimleri falan olduğu için cazip geliyor.Sürme işlemi bitince hemen ikinci parçayı eline tutuşturup tekrar sürmesini söylüyorum.O bir yandan oyalanırken bende hazır olan dilimi yediriyorum.

Aynı zamanda kahvaltı ya da ikindi için küçük krepler hazırlayıp üzerine yine tüp bal koyması yada çokokrem sürmesi de sağlanabilecek alternatiflerden biri.

İkindi için 4-5 yumurtadan yapılmış damla çikolatalı yada karışık meyveli keki de öneririm.Yanında sütle hoşlarına gidiyor.

Benim oğlumun (çok enteresandır ki) köfteyle ve patates kızartmasıyla da arası pek hoş değil.Patates kızartması için hiç zorlamasam da köfte için şu yöntemi buldum.Köftesini her zaman hamburger köftesi şeklinde hazırlıyorum.Ketçaptan küçük gözler ve domatesten ağız yapıyorum.Önce neresini yiyelim diye başlayıp sağ gözü,ağzı derken köfteyi bitiriyoruz.Arada sırada da hamburger olarak hazırlıyorum,içini domates,ketçap ve kıvırcıkla süslüyorum.  

Fasülye,mercimek,karnıbahar tarzı sulu yemekleri biz ekmek batırma yemeği diye isimlendirdik.Efe yemeklere ekmek batırmayı çok sevdiği için.Ama yine de bu tarz yemekleri yedirmek çok daha meşakkatli.Bunun için bulduğum yol, bilgisayardan paint açıp boyama yaparken yedirmek.Hem eğleniyor,hemde yiyor.

Bu arada eğer varsa Iphone yada Ipad hayat kurtaran iki önemli buluştur.Yalnız telefon yada Ipad kullanımı evde sınırlamasız olursa yemek  zamanı vermeniz fazla bir etki yaratmaz.Yemek zamanı kullanımla sınırlarsanız çok daha cazip hale gelecek ve o mutlulukla oyuna dalmışken yedirmek çok daha kolay olacaktır.

2 yemek arasında 3-4 saat bırakmanın ve çocuğa mümkün olduğunca küçük porsiyonlar sunmanın da çok önemli olduğunu söyleyeyim.Kocaman yemek tabağını görüp en baştan gözünü korkutmayın derim.

Hadi bakalım,herkese kolay gelsin...

Yorumlarınız

Arkadaşlar bugünden itibaren yorum butonumu aktif hale getirmiş bulunuyorum.
bilgilerinize..

14 Haziran 2012 Perşembe

Bayan Sürücüler Evrim Geçirdi

Genelde biz bayanlar hep erkek sürücülerden daha iyi yada daha dikkatli araba kullandığımızı söyleriz.Ben de zaten bu fikrin savunucularındanım.

Hepimiz de erkek sürücülerin yol vermediğinden,bayan görünce sıkıştırdıklarından şikayet ederiz.Birkaç gün önce bu konuyla ilgili başımdan geçen bir olayı da buradan anlatmak istedim.

Bir yakınım için emlakçıya gittik.Emlakçıdaki bayan arkadaş sağolsun bizimle çok ilgilendi,sohbet,muhabbet,çaylar derken sıra evleri gezmeye geldi.
Çıktık güzelce arabaya bindik (araba da kangoo tarzı bi araba) Amanın binmez olaydık,O da ne! Arkadaş şöför değil,trafik canavarı çıktı.
Hızlı sürmeyi falan geçtim,arabaların yanından nasıl geçtiğini falan görünce gözlerime inanamadım. Aman yavaş falan dediysekte ama arkadaş bizi pek dikkate almadı.
Allahtan bizi başka birine devretmesi gerekti de canımızı kurtardık :))

O gün yanımdaki bayan arkadaşımla (o da araç kullanıyor) bu olayın kritiğini de espirisini de baya yaptık.

Fakat enteresan olan şu; bugün eve dönerken yanımdaki bi arabayla mücadele ettiğimi fark ettim.Bir o burnunu çıkartıyor,bir ben,bir o,bir ben.

Bir iki hamleden sonra sinirlendim 'bak beni bayan gördü yola atlıyor' falan diye düşünüp şöyle bir ters ters bakayım şu adama dedim.

Aaaaa ne göreyim O'da bayan! Sonra halimize güldüm,yol verdim.

Küçük balık büyük balığı yemesin diye üzüm üzüme baka baka kararmış..Bunu da böylece anlamış oldum.

HürHaber'de yayınlanan yazım

http://www.hurhaber.com/yazar/Devletimin-Giden-Komutanlari/11389

13 Haziran 2012 Çarşamba

Pazar Alışverişi Bir Sanattır

Uzun bir aradan sonra geçen hafta çarşamba günü Yeşilköy Pazarı'na gittim.Efe beye ve kendime pazarların kralı olan Yeşilköy'den şöyle güzel bi alış-veriş yaptım.Bilen bilir
 Yeşilköy Pazarı gezmeye doyulmaz,pazarın içinde bulunan bir sürü gözlemeciden birinde mola verilir,yenilir,içilir ve gezmeye devam edilir.Ben de aynen öyle yaptım.

Birkaç saatlik bir turun ardından bir sürü poşetle eve döndüm.Efe'ye aldıklarımı denetmeye başladım.Benim gözümde oğlum hiç büyümemiş.Aldıklarımın çoğu küçük geldi.
Sıra kendime aldıklarımı denemeye geldi onları da tutturamamışım,büyük oldu.

Bu hafta sabah erkenden (malum pazara 11'den sonra girmek en az 45 dk falan sürüyor) elimde poşetlerimle pazar yolunu tuttum.Pazarın yeni hali konusunda yeterli tecrübem olmaması yada aldıklarımın tam olacağından emin olduğum (!) için neyi nereden aldığıma da dikkat etmemişim.Bir o yana gittim bir bu yana.Baktım olmayacak tezgahı gözüm bir yerden ısırırsa sormaya başladım "abi pardon bunu sizden mi almıştım" Allahtan esnaf düzgün çıktı.Herkes malını sahiplendi,değişimlerimi yaptırdım.Bu sefer aldıklarım da çok şükür CUK oturdu.

Artık anladım ki pazara gidip göz kararıyla tek seferde beden tutturup alış-veriş yapmakta bir sanatmış yani.Ben bu sınavdan fena çaktım.Doğru tezgahları buluncaya kadar
ayaklarıma kara sular indi.Gerçi bu sefer aldıklarımın kaçıncı sokakta kaç numaralı tezgahta olduğunu falan öğrendim.Yine tutturamam da tekrar gitmem gerekir diye.
Aklım başıma geldi ama sonradan..

Ne yapalım kaderde bu da varmış..

Yenilikçi Hamilelere Duyuru

Bugünkü yazım son yılların olmazsa olmazlarından olan hastanelerdeki oda süslemeleriyle ilgili.

Yeni doğacak olan bebişini cicili bicili bir odada,süslü püslü bir yatakta prenses edasıyla kim kucağına almak istemez ki?

Oğlumu kucağıma alacağım gün ben de hastane odamı süsletmiştim.Neredeyse 3,5 yıl oldu ama (dudak uçuklatan paralar vermediğiniz sürece) hala aynı şeyler yapılıyor.Ben bile çevrede hep aynı şeyleri görmekten bıktım.E bende değişik süslemeler düşünüyorum ama deve yüküyle de para ödemek istemiyorum diyorsanız doğru adrestesiniz.

Buradan ilan ediyorum: yaratıcı kuzen Seda ve ben bu işe girmiş bulunuyoruz.Sizler için bambaşka süslemeler hazırlamak üzere kolları sıvadık.Bomba gibi fikirlerle geliyoruz..

Eğer siz ya da çevrenizde her kapıda,her odada aynı şeyleri görmekten sıkılmış,yenilikçi gebecikler varsa lütfen bizimle bu blogdan irtibata geçmesini sağlayın.


12 Haziran 2012 Salı

Enfes Şipşak Tavuk

Son günlerde arkadaşlarımızla aramızda pek bi 'biz size geliyoruz'durumu hakim oldu ve bunun sonucunda hemencecik yapılması gereken yemekler neler diye araştırmalara başladım...

Böyle durumlarda insan malzeme almaya mı gitsin hazırlık mı yapsın ne yapsın? Yemek ne kadar pratik olursa evi toparlama ve sofra hazırlamaya ayırılacak zaman da o kadar fazla olur mantığıyla
 aklımızda bulunması zorunlu olan tariflerden birini sizlerle paylaşmak istedim.

Yine acil bir yemek hazırlığındayken arkadaşımın önerdiği bir yemek denedim.Ben ve arkadaş eşrafı bu çok lezzetli ve pratik yemeğe bayıldık.

Tavukları schnitzellik olarak 6-7 parça hazırlatıp alıyoruz.Borcama diziyoruz.Üzerine biraz köri ve 1 paket Knorr mantarlı makarna sosunu da tamamen serpiştiriyoruz.Üzerine 1 paket krema döküyoruz ve son olarak kırmızı biberi halkalar halinde kesip üzerlerine koyuyoruz.

Hazırlaması 3 dakika falan sürüyor :))

200 derece fırında 15-20 dakika kadar kısa bir sürede hem görüntü hem de lezzet olarak harika olan yemeğimiz hazır oluyor.


Herkese afiyet olsun...

Yeni Anaokulumuz

Önümüzdeki eğitim yılı 3,5 yaşında olacak olan oğlum Efe'm için uzun süren araştırmalar sonucunda bir anaokulu buldum.

Eğitim kadrosu iyi olsun,yönetimi disiplinli olsun,sınıfları ferah olsun,güvenlik unsurları tam olsun,bahçesi büyük olsun,yabancı dil eğitimi tam gün olsun,havuzu olsun o da olsun bu da olsun derken en sonunda kararımızı verdik.Oyun gurubundan arkadaşımız olan Sarp ile birlikte yeni okulumuz olan Florya Doğa Anaokulu'na kayıt olduk.

Geçen hafta sonu bu iki kankiye yeni okullarında bir alıştırma turu attıralım dedik.Okulun önünden geçerken içeriye cümbür cemaat dalıverdik.
 Bizim Survivor hastası Efe bahçedeki alet erdevatı görünce çıldırdı tabii..Önce Nihat oldu halkaların içinden geçti.Sonra Cevher oldu tırmanarak kaydırağa çıktı:) Hopladı zıpladı derkeeennn bahçede gezinen ördekleri gördü..

Bir yandan Sarp bir yandan Efe ördekleri oradan oraya koşturdular.Hayvancıkları bu iki azmandan nasıl kurtaracağımızı düşünürken başına geleceklerden haberi olmayan iki kaplumbağa yanımızda bitiverdi.Kafasını okşamaya uğraştılar durdular.Çok ama çok eğlendiler.

Şimdi kuzum soruyor: anne havuzlu okula ne zaman gideceğim ?

Yaz bitecek,sende azıcık daha büyüyeceksin o zaman anneciğim.

Geçen gün yağan şiddetli yağmur sonrası: anne yaz bitti çok yağmur yağdı hadi havuzlu okula gidelim :)

 Oğlumla birlikte yeni eğitim yılı için çok ama çok sabırsızlanıyoruz

10 Haziran 2012 Pazar

Denenmiş Başarılmış Dr. Dukan Diyeti

Son günlerde en çok ilgilendiğim konulardan olan (mevsim itibariyle) zayıflamaya da yer vermesem olmazdı yani.Şaka maka 10 günü bulmadan 3,5 kiloyu verdim gitti :))) 
Zaten bu blog falan zayıflamanın dayanılmaz hafifliğiyle geldi aklıma, özgüven olayı yani ...
 
Şimdi işin aslı şu:Dr Dukan'ın diyetinin yumuşatılmışı.5-6 kilo fazla olunca diyeti arada bozmak yumuşatmak oluyor hihih..Ben öyle sabah 1 dilim ekmek 3 zeytin,
öğlen 4 köfte-salata falan yapacak,haftalar sonra da anca 1 kilo eridiğimi görecek modda değilim,hemen erimem lazım sadece 5 kilocuk...
 
 Sabah hafif yağlı tavaya kırdım 2 yumurta yanına da sekersız cay
 
 Öğlen aldım hazır paket donerı allahıma sukur 1 kutuyu afıyetle yedım yanında zero kola
 
 Akşama da yarım haşlanmış tavuk yedim..1,5-2 lıtre de su 

 İlk 3 gün saf protein diyetini kaçamak yapmadan uygulayın derim.Bu hakkınızı sonraki günlere saklayın.
 
 Her türlü proteini yanına yoğurtla kolayla yiyin.Sadece ekmek,pilav ve makarna yemeden 3-4 kiloua bye bye deyin.Deneyipte başaramayacak kimse olmamalı bunu hem kolay hemde devamlı karnımız tok daha ne olsun.

Bu konuda İsteyen olursa yardımcı olurum.Kitabı hatim edip kendime göre uyarladım,sizler için de birşeyler düşünüp yazabilirim :))
 

Şimdiden herkese kolay gelsin

8 Haziran 2012 Cuma

Çölyak,PKU;Diyabet

Bugün 3 yaşındaki kuzum Efe'yle birlikte Carrefour'a alışverişe gittik. Kasada ödeme yaparken BÜYÜK KOMUTAN ALİ ARKADAŞLARIYLA ÖĞRENİYOR isimli bir kitap dağıtıldığını farkettim. Çocuklarla ilgili olduğu her halinden belli oluyordu. Bir tane aldım.

Eve gelince Efe'yle birlikte kitabı incelemeye başladık. Kitaptaki Ali okula başlıyor.Okulda çölyak,PKU ve diyabetli 3 arkadaşla ve bu arkadaşlarının hastalıkları sebebiyle nasıl beslenmesi gerektiğiyle tanışıyor.

Çocuklar malum özellikle kendi yaş gruplarında bir takım gözle görülür hastalıklara karşı acımasız oluyor. Bu tarz bir kitapla erken yaşta çocuklar değişik hastalıklar olduğunu ve bu durumda olan insanların nasıl yaşamını devam ettirmeleri gerektiği konusunda bilgilendiriliyorlar. Ne kadar güzel!

Bu çalışma benim çok hoşuma gitti açıkçası. Kitap Bakırköy Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından Bakırköy İlçe Milli Eğitim  Müdürlüğü,PKU Aile Derneği,İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Carrefour'un katkıları ile hazırlanmış.

Emeği geçen herkese toplumu bu konuda bilinçlendirmeye yönelik çalışmalarından ötürü teşekkürlerimi sunmak boynumun borcudur.

Ellerinize sağlık.

Çocukla 10 Numara Tatil

Çocuklu ailelerin neredeyse en büyük ihtiyacı dinlenmek.Çocuklu aile ve dinlenmek kelimeleri aynı anda nasıl kullanılır diye düşünmeyin.2 sene yaz tatiline gözümüzün korkmasından dolayı çıkamayan BİZ en sonunda gözümüzü kararttık ve otel arayışına giriştik.

Daha önce bizim kudurukla bir tatil deneyimimiz olmadığı için yanımıza bir aile büyüğü falan alalım mı diye baya bi düşündük.Ama çocuklu tatile de baştan alışalım,kendimize ona göre bi düzen kuralım dedik ve Antalya yolunu tuttuk.

Adresimiz Sueno Side idi.

Eğer boş yer bulabiliyorsanız kesinlikle göl evlerinde kalın derim.Öğlen Antalya'nın kavurucu sıcağında bu çocuğu haşlanmaktan nasıl kurtarırım diye düşünmezsiniz.
Her yer cayır cayır yanarken siz ağaçların arasındaki havuza rahatlıkla girebilirsiniz.

Eğer çocuğunuz bizimki gibi yemek yemede problemliyse sıfır sorun yaşarsınız.Saat 12-18 arası pideden balık ekmeğe,pizzadan hamburgere,köfteden gözlemeye,
meyveden sulu yemeğe kadar herşeyi havuzun dibinde rahatlıkla bulabilirsiniz.

Öğleden sonra deniz kenarına inip tamamen kum olan plajda takılıp,akşam yemeğinden sonra tesis içindeki lunaparkta ufaklığı ve kendinizi eğlendirebilirsiniz.

Herkese iyi tatiller..